Loading...

Teslimiyet




   Mürid Allah yolunda tabi olduğu mürşidine içi ve dışıyla, kalbi ve diliyle, her şeyi ile teslim olmalı, acı tatlı her hâlde kendisine uymalıdır. Onun emir, tavsiye ve tercihlerinin kendisi için en hayırlı olduğuna inanıp gönül hoşluğu ile emirlerine sarılmalıdır. Bir ölü kendisini yıkayan kimseye nasıl hiç itiraz etmez ise, mürid de mürşidinin önünde bu derece bir teslimiyet göstermelidir. Böyle yaparsa manevi kirlerden temizlenmesi, kötü hâllerden kurtulması kolay olur.
Teslim olan kimse tez zamanda ilerler, kemale erer. Aksi takdirde olduğu yerde durur, itiraz ve şüpheyle yolunu kaybeder. Sadat-ı Kiramın zahiren ve batınen tasarrufları altına girmek ve kendilerinden tam fayda görmek için onlara son derece itimat etmeli ve kendilerine teslim olarak üzerimizde sanatlarını icra etme imkanı vermelidir. Teslim olmayan tabi olmaz, tabi olmayan yol alamaz.

Büyük arif İmam Gazâlî’nin (rah) belirttiği gibi; manen hasta bir müridin mürşidinden tedavi olup fayda görmesi için şu üç şey çok önemlidir:

1-Mürid önce kendisinin hasta olduğunu kabul etmeli, sonra kâmil bir mürşidin elinde irşat olma ve manevi hastalıklarından kurtulma arzusunda samimi olmalıdır. Kendisini hasta kabul etmeyen kimse doktor aramaz, arayışında samimi olmaz, bu kimse doktoru bulsa bile teslim olamaz.

2-Mürid kalbinin doktoru olan mürşidine güvenmelidir. Onun manevi tedavi işinde ehil olduğuna kesin olarak inanmalıdır. Çünkü kâmil mürşidin bu işteki ehliyeti önceki mürşid tarafından tasdik ve ilan edilmiştir.
Mürşid ümmetin önüne çıkmadan önce çok ciddi bir terbiyeden geçmektedir. Nefsin bütün sıfatlarını tanımakta, onun hastalıklarını ve tedavi yollarını bilmektedir. Kendisi nefsin mutmainne makamını geçerek Allahu Teala’nın sevgili bir kulu olmuş ve bundan sonra kendisine irşat izni verilmiştir.

3-Mürid mürşidinin verdiği manevi reçeteyi aynen uygulamalıdır. Mürşide güvendiği gibi onun verdiği ilaçlara da güvenmeli ve nefsine acı da gelse onları sabırla ve gönül hoşluğu ile devamlı içmelidir. Bu şartlara uyan kimse -inşaallah- derdine derman bulacak, kalbi Allah ile huzura kavuşacaktır.

Mürşide teslim olmak, aklı bir kenara atmak, onu kiraya vermek, akılsız, şuursuz bir insan olarak ne denirse onu yapmak değildir. Teslimiyet, doğruyu tercih etmektir, hak yoldaki rehbere tabi olmaktır, doktora güvenmektir. Aklını kullanıp onun dediği gibi ilacını kullanmaktır. Kulluk için akıl lazımdır. Akılsız, niyet olmaz, amel yapılmaz, zikir çekilmez, fikir edilmez, yol alınmaz, Allah’a ulaşılmaz.

Mürşide teslim ol demek, nefsinin keyfine değil, Allah yolunda önündeki rehbere hak yolunda uy ve kurtul demektir. Mürşid terbiyesine giren kimseye bu teslimiyet gerekmektedir. Yoksa mürşid, kendisine inanmayan, teslim olmayan, kalbini önüne koymayan kimseye sanatını icra edemez, fayda veremez.

Mürşide teslimiyet, gerçekte Allah ve Resûlüne (s.a.v) teslimiyeti gerçekleştirmek içindir. Manevî terbiyenin sonucu, marifetullah ve muhabbetullahı elde etmektir. Bu da güzel kulluk için gereklidir.
Ancak, dünyanın en zor ve en kıymetli işi, nefsi, gönlü, ruhu hak yoluna teslim etmek olduğundan, kâmil insan az çıkmıştır. Ancak, herkesin iman ve teslimiyetine göre bu nimetten bir nasibi olur. Yeter ki insan, kâmil mürşide karşı münkir olmasın, münafıklık yapmasın.


Örnek Sokak 1a, 12345 Örnekşehir
+90 1234567890