Loading...

İslami İçerikli Yazılar


Mübarek ramazan ayı hakkında Peygamberimizin buyurdukları...


İbâdet, Allahü teâlânın râzî olduğu işleri yapmaktır. Allahü teâlânın rızâsı da, yapılmasını kesin olarak emrettiği farzları yerine getirmekte ve yasak ettiği harâmlardan kaçınmaktadır. Bilindiği gibi ibâdetler üç kısımdır: 1- Beden ile (Namaz ve Oruç gibi), 2- Mal ile (Zekât, Sadaka-i Fıtır ve Kurbân gibi), 3- Hem beden, hem de mal ile (Hac ve umre gibi) yapılan ibâdetlerdir.
Makâlemize, Peygamber Efendimizin bazı müjdeleriyle devâm edelim. Resûlullah Efendimiz (aleyhisselâm) buyurmuştur ki:
�Ramazân orucunu farz bilip sevâb bekleyerek oruç tutanların günâhları affolur.� [Buhârî]
�Ramazân ayı gelince, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytânlar zincire bağlanır.�
�BU AY, SABIR AYIDIR!..�
Büyük sahâbî Selmân-ı Fârisî hazretlerinin rivâyetine göre, Peygamber Efendimiz, Şa�bân ayının son günü îrâd buyurdukları bir hutbelerinde şöyle buyurdular:
�Ey müslümânlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece [ki bu, Kadir gecesidir], bin aydan hayırlı, daha faydalıdır. Allahü teâlâ, bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri terâvîh namazı kılmak da sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmak gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka ayda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay, sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay, iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda mü�minlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda, bir oruçluya iftâr verirse, günâhları affolur. Hak teâlâ, onu Cehennem ateşinden âzâd eder. O oruçlunun sevâbı kadar, ona da sevâp verilir.�
Resûlullah Efendimizin bu hutbesini dinleyen Eshâb-ı kirâm dediler ki:
�Yâ Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluyu iftâr edecek, onu doyuracak kadar zengin değiliz. Bu büyük sevâptan biz mahrûm mu kalacağız?�
Resûlullah (aleyhisselâm) Eshâbına şöyle cevap verdi:
�Bir hurma ile iftâr verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikrâm edene de, bu sevâp verilecektir. Bu ay, öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet, ortası afv ve mağfiret ve sonu Cehennemden âzâd olmaktır. Allahü teâlâ, bu ayda, emri altında olanların [meselâ işçinin, me�mûrun, askerin ve talebenin] vazîfesini hafîfletenleri [meselâ patronları, âmirleri, kumandanları ve müdürleri] affedip Cehennem ateşinden kurtarır.�
Peygamber Efendimiz sözüne devâmla şöyle buyurdu:
�Bu ayda şu dört şeyi çok yapınız. Bunun ikisini, Allahü teâlâ çok sever. Bunlar, Kelime-i şehâdet söylemek ve istiğfâr etmektir. İkisini de, zâten her zaman yapmanız lâzımdır. Bunlar da, Allahü teâlâdan Cenneti istemek ve Cehennem ateşinden O�na sığınmaktır. Bu ayda, bir oruçluya su veren bir kimse, kıyâmet günü susuz kalmayacaktır.�

BU AYA HÜRMET ETMELİ
Muhtelif hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
�Ramazân ayına çok hürmet etmelidir. Onun rahmeti mü�minleri sevindiricidir. O öyle bir aydır ki; ilk günleri rahmet, ortası mağfiret ve sonu Cehennem ateşinden kurtulmaktır.�
�Allahü teâlâ, ramazân ayında günâh işlemeyi terk eden kimsenin, on bir aylık günâhını mağfiret eder.�
�Dikkatli olun. Ramazân ayındaki sevâp ve günâhlar katlarıyla yazılır. Ramazânda çok namaz kılınız. Çok Kur�ân-ı kerîm okuyunuz. Çünkü ramazân ayında okunan Kur�ân-ı kerîmin her bir harfi için, Cenâb-ı Hak, Cennet bahçelerinden bir bahçe ihsân eder.�
Ramazânda oruç tutmak hakkında diğer hadis-i şeriflerde buyurulmuştur ki:
�Ramazân ayında âilenizin nafakasını geniş tutun. Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan [cihâd için] harcama gibi sevâptır.� [İbn-i Ebid-dünyâ]
�Oruçlu kimse, çirkin konuşmasın. Birisi kendisine sataşırsa, �Ben oruçluyum� desin.� [Buhârî]
Ramazân-ı şerîfte, oruç tutmak çok sevâbdır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günâhtır. Hadîs-i şerîfte, �Özürsüz, Ramazânda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, ramazândaki o bir günkü sevâba kavuşamaz� (Tirmizî) buyuruldu. Dînî bir ma�zeret varsa, ramazân ayında oruç tutmamak, te�hîr etmek günâh olmaz. Bugünkü makâlemizi, bir hadîs-i şerîf meâliyle bitirelim:
�Eğer kullar, ramazân-ı şerîf ayındaki fazîlet ve ihsânları bilselerdi, bütün senenin ramazân olmasını isterlerdi. Çünkü bunda çok sevâp vardır.�



İSTİKAMET
Ahmed Doğrusözlü







   

Ramazan-ı şerif ayının üstünlüğü                                                                                                

İslâm âlimlerinin büyüklerinden, İmâm-ı Rabbânî hazretleri ramazan ayının üstünlüğünü şöyle bildirmektedir: �Ramazan-ı şerîf ayında yapılan nâfile namaz, zikir, sadaka ve bütün nâfile ibâdetlere verilen sevâb, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda, bir oruçluya iftâr verenin günâhları affolur. Cehennemden âzâd olur. O oruçlunun sevâbı kadar, ayrıca buna da sevâb verilir. O oruçlunun sevâbı hiç azalmaz.
Bu ayda, emri altında bulunanların işlerini hafîfleten, onların ibâdet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur. Cehennemden âzâd olur. Resûlullah, bu ayda, esîrleri âzâd eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibâdet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene, bu işleri yapmak nasip olur.
Bu aya saygısızlık edenin, günâh işleyenin bütün senesi, günâh işlemekle geçer. Bu ayı fırsat bilmelidir. Elden geldiği kadar ibâdet etmelidir. Allahü teâlânın râzı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, âhireti kazanmak için fırsat bilmelidir. Kur�ân-ı kerîm ramazanda indi. Kadir Gecesi, bu aydadır.�

İFTAR DUASI
Ramazân-ı şerîfte, hurma ile iftâr etmek sünnettir. Güneşin battığı iyi anlaşılınca, önce E�ûzü ve Besmele okuyup �Allahümme yâ vâsi�al-magfireh igfirli ve li-vâlideyye ve li-üstâziyye ve lil mü�minîne vel mü�minât yevme yekûmülhisâb� denir. Bir iki lokma iftârlık yiyip, �Zehebezzama� vebtelletil urûk ve sebe-tel-ecr inşâAllahü teâlâ� duâsını okumak sünnettir Bundan sonra yemeğe başlanır.. (Duânın başındaki �Z� peltek olan �Zel� harfidir. Zama�daki ise �Zı� harfidir. Sebe�deki �S� ise peltek �Se�dir.)
Oruca, akşam ezânından, ertesi gün, dahve vaktine yâni öğleye bir saat kalana kadar niyet edilebilir. İmsâk vaktinden evvel niyet ederken, �Niyet ettim, yarın oruç tutmaya� denir. İmsaktan sonra niyet ederken, �Bugün oruç tutmaya� denir. Kazâ ve kefâret orucuna ve mu�ayyen olmayan adak oruçlarına fecirden sonra niyet edilemez...
Ramazanda, iftârı acele etmek ve sahûru, geciktirmek sünnettir. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem�, bu iki sünneti yapmağa çok dikkat ederdi. Sahûru geciktirmek ve iftârı çabuk yapmak, belki insanın aczini gösterdiği için sünnet olmuştur. Zaten ibâdet, aczi ve ihtiyâcı göstermek demektir.
Hasta ve seferi olmayanın oruç tutmaları lâzımdır. Tutmazlarsa, günahı büyüktür. Niyetli iken bozarlarsa, kefaret de lâzım olur. Günler uzun ve sıcak da olsa meşru bir mazeret yoksa orucun terk edilmemesi gerekir. Oruç tutturmamak için uğraşan art niyetli kimselerin sözlerine aldanmamak gerekir.
(Behcet-ül-fetâvâ) kitabında buyuruluyor ki: �Ramazan-ı şerif, yaz aylarından birine geldiği zaman, din adamı şekline giren birisi, Müslümanlara �Oruca niyet etmeyip, oruç tutmaz iseniz ve kışın kısa günlerde kaza ederseniz, câiz olur. Ramazanda oruca niyet etmeden, yer içerseniz, kefaret lâzım olmaz� diyerek gençlere, talebeye, işçiye oruç tutturmazsa, bu kimse şiddetle tâzîr edilir, cezâlandırılır. Böyle söylemesi men edilir.�

AÇIKTAN ORUÇ YİYENİN HÂLİ
Ramazan-ı şerîf orucu, her Müslümana farz olduğu gibi, tutamayanların kazâ etmeleri de farzdır. Herhangi bir özür ile ramazanda oruç tutamayanlar, ramazandan hemen sonra, kazâsını tutmalıdır. Kazâ namazı borcu olanların, kazâ orucu olanların nâfile ibâdetlerle meşgûl olması, boşuna zahmet çekmektir. Önce farz borçları yerine getirmeli, ödemelidir.
Özrü olan kimseler, oruç tutamadıkları günler, gizli yemelidirler. Ramazan-ı şerifte umûmî yerlerde, Müslümanların karşısında, oruç yiyenlerin ve oruç tutanları aldatarak, oruç tutturmayanların îmanı gider. Ramazan günlerinde lokanta, aşhâne, gazino, büfe gibi yiyip içme yerlerini işletmek günahtır. Bunların, oruç yiyenlerden kazandıkları, helâl ise de, habîstir, zararlıdır. Buralarını iftârdan sonra açmalıdır...


Gönül Bahçesi
Mehmet Oruç




Örnek Sokak 1a, 12345 Örnekşehir
+90 1234567890